30 Ara 2013

Yaşlanmak mı?

Ne ilaçlar ne dinlenmek kâr etmedi; hastayım hastayım.. 
Eskiden atkı-bere bilmezdim, montumun önünü bile kapatmazdım; bir kere grip olduğumu, öksürdüğümü hatırlamıyorum. Artık kendimi soğuktan, mikroptan korumama rağmen kapıyorum şifayı, yataklara düşüyorum. 

Yaşlanma belirtisi mi bu da? :(

Hemen hastalanmalar, yorulmalar. Eskisi gibi yediğim halde gelen ve gitmeyen kilolar. Efendime söyleyeyim :) bel boyun ağrıları.. Gün sonunda gezmek yerine pijamayla evde pineklemenin hayali. Yolculuğa çıkmadan önce heyecanın yanından pis pis sırıtan üşengeçlik; hani biletler falan alınmasa "Gitmesek de evde mi otursak?" dedirten cinsten..
Bir de şunlar var ki onlar en acısı; "Vay bee, bu adam öleli o kadar yıl olmuş muu!", "Aman, bu çocuk ne çabuk büyümüüş!.."
( "eski dostlaaar, eski dostlaaar" şarkısına doğru gidiyorum. ♫ )

Yarabbim! Ne çabuk yaşlanmaktan söz eder oldum, halbuki daha yeni başlıyorduk. 
Azıcık daha mühlet ve gençlik ver ne olursun..



Hoop! Konuya nereden girdim, nereden çıktım. İşte bunlar heep yaşlılık. :)



8 Ara 2013

Pazar Akşamı :(

Pazar akşamları sakinleşmeye ihtiyacım var. 
Mümkünse evde, her türlü gürültü kaynağından uzakta, son saatlerin keyfini çıkarayım.
Koltuğa yayılıp bir bardak ada çayı ile kandırayım kendimi. 
Hafta içi soluksuz mesai yapan bu bünye, hafta sonu tatilinden sonra işe gitmeyi kabullenemiyor bir türlü..
Balık bünye. :)


3 Ara 2013

"Sodade"


Mutluyum ama bir taraftan hüzünlüyüm de. Sanki koca bir lokma yutmuşum, hem doymuşum hem hazmedemiyorum. Her şey yolunda ama geçmişten bir koku, bir ses beni alt üst ediyor, zamanın bir boşluğu var da, oraya düşüyorum sanki. 

Cesária Évora'nın "Sodade" şarkısını bilir misiniz?
 "Sodade" başka dilde tam karşılığı olmayan Portekizce bir kelime imiş. Her şey yolunda giderken geçmişe özlem duyup hüzünlenmek, o günü hatırlamaktan mutluluk duymak; fakat geçmiş uzakta kaldığı için şu anki halden de memnun olamamak.. Buna benzer bir şey işte. :)

Sodade şarkısını tesadüfen dinlerken (anlamını bilmeden tabi) aynen böyle hissetmiştim. Sonrasında araştırınca böyle bir kelimenin olması bile çok sevindirmişti beni. İnsanlar hangi dile, hangi renge doğarsa doğsun ne kadar benzer duygular içindeler diye. Güçlü, zayıf, inançlı, umutsuz, hüzünlü, aşık..
Hepsi biziz; ne kadar da "insan"ız..